Türklük şuuru ve Türk olmak... (2)
Doç. Dr. Müjdat KAYAYERLİ

Doç. Dr. Müjdat KAYAYERLİ

yazıyor...

Türklük şuuru ve Türk olmak... (2)

09 Şubat 2018 - 15:29

Kapsayıcı, bütün toplumu kuşatıcı Türk Kimliği ve üniter devlet yapımızı koruyan parlamenter sistemi güçlendiren, Türk Milleti tanımının çıkarılmasına müsaade etmeyen bir anayasa temel hedefimiz olmalıdır. Türk Devletinin temel özellikleri hiçbir zaman tartışma konusu yapılmamalıdır. Türk Milletine karşı oluşturulan iç ve dış tehditlerle, bölücü terör örgütleriyle daha etkili, daha kararlı mücadele edilmelidir.

Irak ve Suriye’deki Türk varlığı korunmalı, terör örgütlerine açılmak istenen koridora karşı kararlı duruş sergilenmelidir.

Türklük şuuruna sahip olan her bir birey, milli varlığımızı hedef alan eylem ve görüşlere karşı Türk Milletini bilgilendirmeli ve yetkili herkesi uyarmalıdır. Türk Milleti, yıllardır etnik ve mezhep ayrımı yapmadan şerefli mazisi ve kimliği ile yaşamış, milletin birliğine, vatanın bütünlüğüne önem vermiş, Türk varlığını korumuş büyük bir millettir. İç ve dış tehditlerin arttığı günümüzde 1919’da Amasya Tamimi ile bütün dünyaya duyurduğu gibi, yeniden ‘’Vatanın bütünlüğü, milletin istiklali tehlikede olup, siyasi iktidar sorumluluklarını gereği kadar yerine getirememekte olduğundan, milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.’’ diye haykırılmalıdır.

Güncel sorunlarımız nelerdir?

1.Türk Milletinin birlik ve bütünlüğünü sağlayan milli değerlerimizden olan egemenlik, istiklalimiz, anayasamız, üniter devlet yapımız, sınırlarımız ve kimliğimiz tartışılmaktadır.

2. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu ilkeleri ve kuruluş felsefesi ile milli değerlerimiz anlaşılmaz hale gelmiştir.

3. Milli Egemenliğin sahibi olan ‘’Türk Milleti’’ ve ‘’Türklüğün’’ Anayasadan çıkarılması konuşulmaktadır.

4. Türkiye’de toplumun iç dinamikleri çatıştırılıp, ülkemizde iç kargaşa ve terör çıkartarak milli Türk Devleti dağıtılmak istenmektedir.

5. İnsanlık suçu sayılan terör örgütlerini psikolojik propaganda ile üstü örtülü desteklerle, alenen siyasi görüş ve düşüncelerle destekleyen iç ve dış tehditler gittikçe yoğunlaşmaktadır.

6. Kanun kaçaklarını ülkelerinde barındıran, sınırlarımızdaki terör odaklarına müdahale etmemizi engelleyen, ülkemizdeki terör örgütlerini masum sivil toplum kuruluşu olarak gören ülkeler çoğalmaktadır.

7. Demokratikleşme özgürleşme adı altında etnik ve mezhep gruplarına siyasi kimlik ve statü kazandırmada bazı ülkelerin yarışa girmeleri manidardır.

8. Resmi dilimiz Türkçe, vatan ve milletin bütünlüğü, vatandaşlarımızın eşitliği tehlikededir.

9. Emperyalizmin maşası, eli kanlı terör örgütü PKK, onun sözde devlet yapılanması olan KCK ve bütün işbirlikçileri ile nüfus ve kültürel yapımızı bozacak boyutlara varan mülteci akınıyla ülkemiz kuşatılmış ve içinden çıkılmaz bir hale getirilmiştir.

10. Ege adaları sorun yumağına dönüşmüş, Kıbrıs’ta aldıklarımızı verir hale getirilerek ülkemiz, yalnızlık sendromu yaşayan bir devlet haline dönüştürülmek istenmiştir.

 11. Huzur ve barışın hakim olduğu ülkemiz Ortadoğu bataklığının içine çekilmiş ve maddi manevi alanda kuşatılmıştır. Bu bakımdan ‘’ Biz hep birlikte Türk Milletiyiz’’ hareketine katılmalıyız, vatana ve milli egemenliğimize sahip çıkmalıyız. ‘’ Vatanımız da, milletimiz de bölünmez bir bütündür, parçalanamaz.’’ konusunda milli varlığımızı korumalı ve yaşatmalıyız. Nasıl?

Anayasamızın 1, 2, 3, 4, 5, 6 ve 7. maddeleri, yani  ‘’Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir; Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, Türk vatanı ve milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü koruyan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Dili Türkçedir. Bayrağı, beyaz ay yıldızlı, al bayraktır. Milli marşı İstiklal Marşıdır. Başkenti Ankara, egemenlik kayıtsız şartsız Türk Milleti'nindir, yasama yetkisi Türk Milleti adına TBMM’nindir. Bu yetki devredilemez. Herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri ayrılıklar gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Ve 66. Madde: Türk Devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk’tür ve sahip çıkmak gerekir. Seçilen Milletvekilleri namusu ve şerefi için Büyük Türk Milleti önünde ant içmeyecek de hangi milletin önünde içecektir?

‘’Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına anadilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez’’ diyen Anayasanın 42. Maddesi de elbette değiştirilemez.

Kanunlar karşısında vatandaşlarımızın eşitliği, toplumumuzda her türlü farklılığın da eşitlenmesi demektir. Vatandaşlarımız arasında eşitliğin güçlendirilmesi ve özgürlüğün arttırılması toplumun huzur ve güvenliği açısından büyük önem taşır.

Türklük şuuru denince aklımıza Ziya Gökalp, H. Nihal Atsız, Alparslan Türkeş ve Türkiye’nin kurucusu M. Kemal Atatürk gelir. Atatürk, Türk varlığının, Türk Birliğinin ve Türk Medeniyetinin simgesidir. Bilgeliğin, cesaretin ve dürüstlüğün simgesidir. Akıl ve bilimle hareket eden ender liderdir, devlet adamıdır. Hayatta en hakiki mürşit ilimdir. Taş kırılır, tunç erir. Ama Türklük ebedidir./ Türk Milletinin kişiliği yüksektir. / Türk Milleti çalışkandır. / Türk Milleti zekidir./ Ulusal varlığımıza düşman olanlarla dost olmayalım. Böylelerine karşı, Türk'üm ve düşmanım sana, kalsam da bir kişi diyelim. / Türk çetin işler başarmak için yaratılmıştır./ Türk budur; yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir. Yüksel Türk! Senin için yükselmenin hududu yoktur./ Bu ülke tarihte Türk’tü, bugün de Türk’tür ve sonsuza dek Türk yaşayacaktır. İstanbul’da çıkan bir dergiyi Kaşgar da ki bir Türk de anlayacaktır./ Yetişecek çocuklarımıza, Türkiye’nin istiklaline, kendi benliğine ve milli ananelerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir./  Biz doğrudan doğruya millet severiz ve Türk milliyetçisiyiz./ Ne Mutlu Türküm Diyene!

Hüseyin Nihal Atsız da Türklük Şuuru hakkında şunları söylemiştir;

Hem duyguya, hem de düşünceye dayanan milli şuur, bir milletin manevi kuvvetlerinden en önemlisidir./ Haritalarda ırkımızın yaşadığı yerlere baktık, milletimize fenalık edenleri tarihte okuduk ve milli kini ateşten damgalar gibi kalbimize yazdık. / Kendimize dönelim. Ahlak, edebiyat, musiki, giyim, zevk, yemek, eğlence, hukuk, aile, adet, anane ve her şeyde milli olalım. / Kızıl elma Türk Milletinin manevi besinidir./ Milletler, fedakâr fertlerin çoğunluğu nispetinde yükselir./ Milli Şuur, bir milletin kendisini duyması ve bilmesidir. Milli şuurun uyuşuk veya uyanık olması, milletlerin yaşama kabiliyetleriyle orantılıdır. Milli benliğe inanmak, Türk Milleti’nin mukaddes haklarına, faziletlerine, kabiliyetlerine, cevherine ve asaletine inanmak demektir. Milli şuur bir ışıktır. Yurdu aydınlatır ve gizli köşelere sinmiş olan bütün akrepleri açığa çıkararak, karanlıkta iş görenlere engel olur.

Milliyetçiliğin zamanı geçmez, dünyada milletler ve diller kaldıkça, milliyetçilik de kalacaktır. Milli ülküler toplulukların yaratıcı kuvvetleridir. Gittikçe uyanan Milli şuur karşısında gafiller ve hainler, Türk Milletini daha fazla aldatamayacaklardır. Kızıl elmanın yolunu kapatamayacaklardır.

Alparslan Türkeş de;

Türk Milletini yüceltecek gücün ‘’Milliyetçilik’’ olduğunu vurgulamış ve milliyetçiliği, Türk Milletini, Türk Vatanını ve Türk Devletini sevmek, bunların iyiliği ve yükselmesi için köklü bir ihtiras ve şuur sahibi olmak’’ şeklinde tanımlamıştır. ‘’ Türklük gurur ve şuuru, İslam ahlakı ve fazileti’’ .

A.Türkeş’e göre, Milliyetçilik ve Türkçülük anlayışını manevi şuurlanmaya dayandırmakta, Türk Milleti’nin güç kaynağını İslam dininde görmektedir. Yaşam felsefemize ve ahlak görüşüne İslam’ın yön verdiğini, İslam’ın hakiki kurallarıyla ele alınmasının Türklüğe yeni bir güç ve hız vereceğini vurgular. Türklük ile İslam’ı birbirine zıt görmenin Türk Milliyetçiliği ve İslam için zararlı olduğuna dikkat çeker, ikisini birbirinin karşısına çıkaran insanların ya bilgisiz ya gaflet içinde ya da Türk Milletini yıkmak isteyen kötü emellerin hizmetçisi olduklarını belirtir. Türkeş’e göre medeniyetler para ile değil, ilimle, imanla, ahlakla kurulmakta, medeniyetler ilimsizlik, imansızlık ve ahlaksızlıktan çökerler. Dinin güzel ahlak olduğunu vurgular ve şu sözleri meşhurdur;

Hepiniz birer Türk Bayrağısınız. Bayrağı lekelemeyin, kirletmeyin, yere düşürmeyin. Türk’ün en önemli vasfı teşkilatçılığıdır. Davalarımızın çözümü kendimize dönmek, sarsılmaz bir birlik halinde el ele vermek ve geceli gündüzlü çalışmaya girişmekle mümkündür. İnsanlar yoksulluğa, açlığa, susuzluğa tahammül ederler. Fakat adaletsizliğe, hor görülmeye, aşağılanmaya, asla müsaade etmezler. Ülküsüz insan çamurdan farkı olmayan bir varlıktır. Kendinizi küçük görmeyiniz. Sizler büyük kuvvetsiniz. Vazifenizi hiçbir zaman unutmayınız. Kuvvet birliktir. Davamızın geleceği birliktedir. Birlik, beraberlik içinde olmaktır. Milli kalkınmamızı gerçekleştirmek, her Türk ferdini hür yapabilmek için Türk Milleti’ni yeniden kurmak zorundayız. Vatandaşlarımız arasında parti, mezhep, ırk ve bölge farkı gözetmeksizin karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan bağlar dokuyacağız.

‘’Ülkücüler, insanlık alemi içinde ne uşak olmayı ne de başkalarını uşak olarak kullanmayı kabul etmeyen, şerefli bir bayrağın taşıyıcısıdır.’’

"Dava Adamı olmak için, önce adam olmak lazım. Dava öğretilir, ama adamlık öğretilmez."  

"Yağmuru anlatmayın, yağmur olun ve Türklüğün üzerine rahmet olun!"

"Bir fikre, bir ideolojiye, kendisinden daha üstün bir fikirle karşı çıkılır.Karşı fikir kaba kuvvetle ezilemez."

"Fikir, iman ve ülkü aşkı... İnsanları güçlü yapan bunlardır."

" Türk Devletinin yenilmez, zinde hayat gücü ve Türk Milletinin teminatı ve istikbali gençliktir."

.....İşte  Türklük şuuru ve Türk Olmak böyle anlamlı sözlerle bu kadar güzel ifade edilebilir.

Bu yazı 1886 defa okunmuştur .

Son Yazılar