İdeal anne-baba tutumu...
İdris ÖZEK

İdris ÖZEK

EĞİTİM YAZILARI
  • Instagram

İdeal anne-baba tutumu...

24 Şubat 2018 - 15:58

Eğitimin aileden başladığını hepimiz biliriz. (Hatta anne karnından…)

Anne ve babanın çocuğa karşı tutum ve davranışları, çocuğun kişiliğini oluşturan, geleceğini etkileyen en önemli faktörlerden birisi. Anne babanın çocuğa karşı tutumu, çocuğun ileride nasıl bir kişi olacağını belirliyor ve onun kişilik, zihinsel ve sosyal gelişimi üzerinde oldukça etkili oluyor.

Uzmanlar, anne ve baba tutumlarını ‘aşırı baskıcı ve otoriter’, ‘dengesiz ve kararsız’, ‘izin verici’ (aşırı hoşgörülü), ‘ilgisiz ve kayıtsız’, ‘aşırı koruyucu ve müdahale edici’, ‘mükemmeliyetçi’ ve ‘demokratik’ olmak üzere yedi bölüme ayırmışlar ve incelemişler.

Bu yedi tip anne baba tutumunu uzun uzadıya anlatacak değilim, zaten adlarından da ne anlama geldikleri belli oluyor.

Bu yedi tip anne baba tutumunun, yanlış olanlar da dahil her biri “çocuklarını sevmek”ten ileri geliyor. Anne ve babalara “neden çocuğa böyle davranıyorsunuz” diye sorulduğunda büyük oranda “ben onun için, onu sevdiğim için, hatta onun geleceği için böyle davranıyorum” cevabı alırsınız.

Hatta, Afyon kırsalında eğitime ve okula karşı çocuklarına “saldım çayıra, mevlam kayıra” taktiği uygulayan ilgisiz ve kayıtsız tutumu benimseyen ailelerde bile çocuklarına duydukları (sanal) sevgini sınırı yoktur.

Uzmanlar, en uygun ve ideal anne baba tutumunun “demokratik anne baba” tutumu olduğunda hemfikir.

Özetle, çocuğuna karşı demokratik tutumlu bir anne baba;

“Çocuğa olumsuz duygular yaşatmamak için, çocuğa anlaşıldığını, kabul edildiğini, koşulsuzca sevildiğini gösterir. Çocuğa zaman ayırır, çocukla konuşmak için farklı sohbet konuları yaratır, sık sık söz hakkı verir, çocukla konuşurken çocuğun gözlerinin içine bakar, onu can kulağı ile dinler, fikirlerine değer verdiğini çocuğa hissettirir, çocuğun kabiliyetlerini fark eder, çocuğa yaşına uygun sorumluluklar verir, onu takdir eder, başkalarının yanında küçük düşürmez, başka çocuklarla kıyaslamaz, eleştirmez ve yargılayıcı olmaktan çekinir, çocuklarına topluluk içerisinde söz alması için cesaret verir, çocuğun istek ve ihtiyaçlarına duyarlı olur, başarması için fırsat verir, fikirlerine saygı gösterir, doğru yaptığı şeyler için över, takdir eder, daha iyiyi hedeflemesi için cesaretlendirir…”

İdeal anne baba, çocuğuna her ortamda, tavır ve davranışlarıyla, konuşmalarıyla, duygu ve düşünceleriyle iyi bir model olmalıdır. Nasihat etmek güzeldir, ancak aile ortamında, hatta her sosyal ortamda model-örnek olmak sonuca ve hedefe bizleri daha kolay götürecektir.

Unutmayalım ki, sadece çocuğa bir şeyler söyleyerek, nasihatlar vererek, korkutarak, tehdit ederek, söz dinletmeye çalışarak kurulan (tek yönlü) iletişim, iletişim değildir. Mevlana der ki “İletişim aynı dili konuşmak değil, aynı duyguları paylaşmaktır…”

 

Bakın dünyaca ünlü fast-food zincirinin tavuklarında ne çıktı?!..

Dünyaca ünlü fast food zinciri Subway'in Kanada'daki restoranlarından alınan örnekler üzerinde yapılan DNA incelemesi sonucunda, sandviçlerde kullanılan tavukların yarısından fazlasında soya proteinine rastlandı. 

Ontario eyaletindeki beş farklı fast food zincirinden alınan örnekler, CBC haber kanalı tarafından Trent Ünivertesi’ne gönderildi. 

Burada araştırmacı Matt Harnden ve ekibi tarafından DNA incelemesine tabii tutuldu. Diğer dört fast food markasının sonuçları ideale yakın çıkarken Subway sınıfta kaldı. 

CBC’nin yayınladığı sonuçlara göre, Subway sandviçlerinde kullanılan tavukların sadece yüzde 53.6 oranında ‘gerçek tavuk’ içerdiği ortaya çıktı. Tavukların DNA’sının kalan yüzde 42.8’lik kısmının ise soya proteini olduğu belirtildi. 

Subway’den yapılan açıklamada test sonuçlarının kabul edilmediği ifade edildi ve, “Tavuklu ürünlerimizin içerisinde yüzde bir ya da daha az oranda soya bulunur. Tedarikçilerimizle yeniden bir inceleme yaparak tavukların, menüde yer alan ürünlerimiz için uygulanan yüksek standartları karşıladığından emin olacağız” denildi.

Değerli dostlar...

Bu haftalık da bu kadar...

Kalın sağlıcakla...

 

 

Bu yazı 3280 defa okunmuştur .

Son Yazılar